Felsefe, çevre, politika, futbol, mutlaka ama mutlaka sinema. Biraz ondan, biraz bundan, canı istedikçe çıkan blog. Hayata dair ama tabii ki bana ait. Evet, isyan!

Cuma, Temmuz 01, 2011

Çöl büyür


Herkesin bir Tatar Çölü var.
Tüm hayatını Bastiani kalesinde geçiren Giovanni Drogo gibi. Drogo subay olarak ilk tayinini olduğu, kimsenin umursamadığı sınırdaki bu iç karatıcı kalede bir kaç gün bile geçirmek istemez. Dört ay sonunda gidecektir, kararlıdır ama tüm hayatını, sonunda hastalandığı için onursuzca, hem de tüm hayatı boyunca bir asker olarak çıkmasını umduğu bir savaşın arifesinde uzaklaştırıldığı bu kalede geçirir.
Bir türlü gidemez, vazgeçemez. Şehir hayatı ona yabancılaşır git gide. Aldığı izinlerden erken döner kaleye. Arkadaşları, sevdiği kız, annesiyle kaldığı evdeki oda, hiç bir şeyin eski tadı yoktur nedense. Bunları değiştirmek için hiç bir şey yapmaz, yapmak istemez Drogo. Mistik bir şekilde onu geri çağıran kalede bulur her defasında kendini. En sonunda karar verdiğinde, üzerinden yıllar geçmiştir bu arada, tayini de gerçekleşmez. Zira, kaledeki alayın bir kısmının tasfiye edileceğini öğrenen silah arkadaşları çoktan tayin istemiştir. Drogo'ya sıra gelmeyecektir.
Herkesin Tatar Çölü var. Önemli olan vazgeçebilmek gerektiğinde. Durmak, değiştirmek.
Ne demişti Nietzche: İçinde çöl büyüyenün vay haline!

Hiç yorum yok: