Felsefe, çevre, politika, futbol, mutlaka ama mutlaka sinema. Biraz ondan, biraz bundan, canı istedikçe çıkan blog. Hayata dair ama tabii ki bana ait. Evet, isyan!

Pazartesi, Mart 17, 2008

disiplin!

farklı ilgi alanları mevzusunu düşünüyorum bir kaç zamandır.
iyi bir şey mi farklı şeylerle ilgilenmek, değil mi?
bir konuda uzmanlaşmak, tüm hayatını o konunun ıcığını, cıcığını mı çıkarmak, akla gelen ilk uzmanlardan olmak mı doğrusu?
pek tabii ki insanın ilgilendiği, zevk aldığı konular olabilir bir konuda uzmanlaşırken. onları hobi olarak yaparken esaslı bir uzmanlık alanı olur. o konuda bir oturuşta birkaç sayfa döşenir.
ya da sürekli olarak bir konudan diğerine atlar, her konuda bilgi sahibi olur, gerektiğinde derinleşebilecek bir altyapısı olur.
ama bu kadar farklı disiplinleri bir araya getirebilecek kapasitesi de olmalı insanın. ya getiremezse, ya tıkandıysa.
atıyorum: gödel'in teoremlerini kullanarak yola çıkıp turing makinalarından geçtikten sonra sola sapıp özgür iradeye bilişimsel bir yaklaşım getiridikten sonra kavşaktan sağa dönüp kyoto protokolü'nün mekanizmaları istasyonunda inip, gilles deluze'ün zaman-imaj teoremini kanıtlayan filmlere başlayan trene atlayıp trip hopun geçirdiği evrimler durağında beynini hoşaf olarak da bulabilir insan. üstelik üniversite eğitimi diye aldıkları bu saydıklarının ucundan kenarından geçmiyorsa.
birikim denen bunların hepsinin hakkını vermektir.
tamam ama ya elde kalan sıfır ise: işte ontolojik bir sorun.
control z, control z hakkımız olsa hayatta.