Felsefe, çevre, politika, futbol, mutlaka ama mutlaka sinema. Biraz ondan, biraz bundan, canı istedikçe çıkan blog. Hayata dair ama tabii ki bana ait. Evet, isyan!

Perşembe, Şubat 26, 2009

sanat ve sinema II

Sanattan beklediğimiz ne olmalı sorusuna verebileceğimiz cevaplardan bir tanesi de sanat eserinden aldığımız zevk veya keyif olarak verilebilir. Hume gibi filozoflar sanat ve zevki doğrudan birbirleriyle ilişkilendirmişler, sanat hakkındaki önemli şeyin hoşluğu ve ondan aldığımız zevk olduğunu ve bunun bizim duygularımzla ilgili bir şey olduğunu söylemişlerdir. Hume, estetik tercihlerin sanat eserini gözlemleyinin beğenisine bağlı olduğunu, bakılan nesne hakkındaki ifadelere ait olmadığını ileri sürmüştür. Yani sanatı sanat yapanın insanların ortak beğenisinin, "standart beğeniye" doğru kayışı olduğunu iddia etmiştir.

Ne var ki, sanatla ve keyif arasındaki bu doğrudan güçlü bağı savunabilmek zaman geçtikçe imkansız hale gelmiştir. Sanat eserlerinin tekniğin olanaklarıyla da yeniden üretimi, popüler ürünlerin sayısının artmasına ve insanların bu ürünlere yoğun ilgi göstermesine neden olmuştur. Recep İvedik gibi filmlerin de insanların zevk veya keyif aldıkları bir araç olarak sanatsal olduğunu düşündürür hale getirmiştir.

sanat ve sinema

Recep İvedik filmleri serisinin (şimdilikk iki tane) getirdiği önemli tartışma konularından bir tanesi de filmlerin ne kadar sanatasal olduğu üzerineydi. "Anti-entellektüellerin" baştacı olarak da gösterilen ilk film sonuçta gişe de çok başarılı olmuş, 4 milyona ulaşan seyirci sayesinde rekor kırımıştı. İkincisinin aynı rakamlara ulaşması şaşırtıcı olmayacak. Bir tarafta Cannes'da en iyi yönetmen ödülü alan N. B. Ceylan'nın filmi 15 bine, yılın en iyi filmlerinden Sonbahar hala 5 rakamlı haneli rakamlara ulaşamazken, tartışmak istediğim klişe bir şekilde neden bazı filmlerin tercih ediliyor oluşu ve diğerinin tercih edilmiyor oluşu değil. Recep İvedik filmlerinin ciddi seyirci sayıları, yönetmeninin filmini sanatsal olarak görmeye başlamasına kadar götürmesi.
Ben her iki filmi de seyretmedim ama sanatsal bir filmin nasıl olması gerektiği üzerine kafa yormanın da sanatsal filmin modernist kodlarının açığa çıkarılmasıyla değil, bu filmlerin hangi sanatsal-tarihsel yanılgılar sonucu reddedediliyor olmasıyla ilgili. Bunun için sanatın (veya güzel sanatların) kendine özgün yapısını da tartışmak gerekecek.