Felsefe, çevre, politika, futbol, mutlaka ama mutlaka sinema. Biraz ondan, biraz bundan, canı istedikçe çıkan blog. Hayata dair ama tabii ki bana ait. Evet, isyan!

Cumartesi, Eylül 22, 2007

boş

Önce aynadaki aksime bakıyorum. Sonra önümdeki boş sarı koltuğa. Bakışlarım daha da aşağıya kayıyor, havalandırma boşluğuna takılıyor gözlerim bu kez. Bir kez daha anlıyorum. Dünya ne yazık ki gerçek. Kulaklığımı takıyorum. Şarkının ilk nağmeleri başlıyor. Sağ tarafımda bir çocuk boş koridorda oyunuyor. Oynarken yanlışlıkla ayakları başka bir yolcunun alışveriş paketine çarpıyor. Çocuk utanıyor, kafasını omzuna gömerek annesine sığınıyor. Annesinin bir kolunu yakalarken alışveriş paketli yolcunun tepkisini bir gözüyle ölçüyor. Adam gülüyor. Çocuk da. Ben şarkıda kaybediyorum kendimi.

5 yorum:

cemile özyakan dedi ki...

Ayrıntılar sende gizli, çevrendeki somutlukta değil. Yüzeyde bu somutluğa kızsan da, en keyifli yaşayanlardansın bence ayrıntılarINı.

Nisa dedi ki...

Metro'yu sevmiyorum bu yüzden. Bakmak istemesen de bakıyorsun. Ankaray böyle değil ama, kısmen.

Arolium dedi ki...

şarkıyı da duysaydım metroda olacaktım.
sadece okuyup görmekle yetindim..

güzel foto..

cemile özyakan dedi ki...

öyle veya böyle, yaz artıkk:(

serxan dedi ki...

coyotitto, çok yoğundum bu aralar iş nedeniyle ama artık i am back.