Felsefe, çevre, politika, futbol, mutlaka ama mutlaka sinema. Biraz ondan, biraz bundan, canı istedikçe çıkan blog. Hayata dair ama tabii ki bana ait. Evet, isyan!

Pazartesi, Şubat 04, 2008

"ben değilim o"

90'lı yılların ortaları, üniversitede dağcılık yapıyorum. Hoşlandığım birisi var, ama bir türlü açılamıyorum. Nasıl oldu, hatırlamıyorum, bir akşam bir yerlerde buluşuyoruz, dağcılıktan tanıdığım birilerinin evine gidiyoruz. Ev kalabalık. Benim katılmadığı bir etkinlik dönüşü toplanılmış, o zamanlar şimdiki kadar yaygın olmayan bir video kamerayla etkinlikte yapılan çekimler, video kasetten televizyona aktarılıyor, herkes televizyonun başına üşüşmüş, hep beraber görüntüler seyrediliyor. Etkinlikte yapılanlar harala gürele, neşeyle anlatılıyor. Özellikle de katılanlardan birisinin yaptıkları diğerlerinin çok hoşlarına gitmiş: aman şöyle yaptı, aman böyle yaptı, diye durmadan o anlatılıyor. Kamerada çekimleri yapan da o bahsedilen kişi ve aynı zamanda benim de adaşım. Hoşlandığım kız benim etkinliğe katılmadığımı bilmiyor ve her ismim geçtiğinde bana dönüyor ve bana bakıyor. Bana bakarken gözlerinin içinin de güldüğünü, neler yapmışsın sen der gibi olduğunu, beni takdir ettiğini farkediyorum. "Ben değilim o" demek geliyor içimden ama söyleyemiyorum. Yıkamadığım duvarları adaşımın sayesinde yıkabileceğimi düşünüyor, o anki duygunun tadını çıkarmaya karar veriyorum ama içime de bir kuşku düşüyor. Ya kameradaki adaşım çekimlerde görülürse, o insanın ben olmadığım anlaşılırsa diye. Biraz önce yapamadığım itiraf içimi yemeye başlıyor. Çekim görüntülerinin artık bitmesini istiyorum, adaşımın kamerada çekime devam etmesini, ekranda asla görünmemesini istiyorum. Çünkü o gözüktüğü anda hoşlandığım kişi anlayacak bahsedilenin ben olmadığını, büyük bir hayalkırıklığı beni bekliyor olacak.
...
Görüntüler bitmek üzere. Kamera hala adaşımda, kamp toplandıktan sonra dönüş yolunda kamyona otostop çekmişler, kamyon içindeki görüntüleri var. "Bit artık, bit artık" diye içimden dualar ediyorum. Tam bitmek üzereyken adaşım kamerayı yanındakine veriyor, kamera onu çekiyor. Yan tarafımda oturan kızlardan birisi, sanki benim sıkıntımı anlamış ve intikam almak istiyormuşcasına işte o diyor, adaşımın adını söylüyor. Hoşlandığım kız da anlıyor, bahsedilenni ben olmadığını. Beklediğim hayalkırıklığı gerçekleşiyor.
Sonra. Sonra, hayat devam ediyor.

Hiç yorum yok: