Felsefe, çevre, politika, futbol, mutlaka ama mutlaka sinema. Biraz ondan, biraz bundan, canı istedikçe çıkan blog. Hayata dair ama tabii ki bana ait. Evet, isyan!

Çarşamba, Temmuz 16, 2008

histoire(s) du cinema üzerine

Yine "Görünütlerin Yazgısı"'ndan:

Şu kesin ki Godard modern saflık teleolojilerine, elbette özellikle de felaket teleolojisine sempati duyuyor. Bütün Histoire(s) du cinéma boyunca imge/ikonun kefaret ödeme erdeminin sinemaya ve sinemanın tanıklık etme gücünü kaybeden ilk günahın karşısına koyar: "imge"nin "metin"e, duyulur olanın "hikaye"ye tabi kılınması. Fakat burada bize sunduğu "göstergeler" söylem formunda düzenlenmiş görsel unsurlardır. Bize anlattığı sinema başka sanatların mal edilmesinden oluşan bir dizi gibidir. Ve bunu bize sözcükler, cümleler ve metinler, metamorfoz geçitmiş resimler, fotoğraflarla ya da günzel olay fimleriyle harmanlanmış ve bazen müzkal alıntılarla bağlanmış sinematografik sahnelerden oluşan bir örüntü içinde sunar. Kısacası Histoire(s) du cinéma baştan sona bu "psödomorfoz"lardan, bir sanatın başka bir sanat tarafından -avangardçı saflığın reddettiği" taklit edilmesinden oluşmaktadır.

Hiç yorum yok: