Felsefe, çevre, politika, futbol, mutlaka ama mutlaka sinema. Biraz ondan, biraz bundan, canı istedikçe çıkan blog. Hayata dair ama tabii ki bana ait. Evet, isyan!

Salı, Ağustos 19, 2008

Kara Şovalye'nin düşündürdükleri

Yok, film üzerine değil, sadece Kara Şovalye'deki Oyun Teorisi üzerine anlattığım sekans hakkına dün yazdıklarımı okurken(e) aklıma gelenleri yazacağım. Nedense zihnim her filmden çıktıktan sonra filmdeki sahnelerdekileri gerçek hayata çevirip, bu sahnelerin olamamazlığı, gerçekleştirilemezliği, noksanlıkları veya hatalarıyla ilgili teroiler kurar. Bazen ben üzerinde düşündüğümde, bazen kendisi bana haber vermeden düşünür; sonra, tak, dolmuşta parayı uzatırken "tabiii ya" olurum.
Bu feribot sahnesine (takmadım tabii) olan ilgim ise gerçek hayatta böyle bir durumda olabilecekler üzerine. Biliyorsunuz Oyun Teorisi'nin açıklandığı örneğin temeli (daha doğrusu bu teorinin popülerleşmesini sağlayan mahkumların ikilemi benzeri düşünce deneylerinde bahsedilen örnekler, ki zira bu teorem verilen örnekten çok dahaz fazla iddiada bulunmaktadır tahminimce) suçluların birbiriyle iletişime geçemeyecek olması. Yani birbirlerinin ne cevap verdiklerini bilmedikleri için win-win durumunun gerçekleşip gerçekleşmeyeceğini, bencilce davranıp davranmadıklarını bilemeyecek olmaları. Feribottaki durumda da aynı durum geçerli. Birbirlerinden haberleri olmadıkları için insanlar (zira telsizler çalışmıyor) kendi kararlarını vermek zorunda kalıyorlar. Filmin anlatısı (narration) içerisinde pek fazla sorgulamaya zaman bulamadığımızdan da sahnelerin saçmalağını tartışamıyoruz filmi seyrederken. Daha doğrusu farkedemiyoruz. Bu da bilişsel film teorisinin kapsamı içine girebilecek bir mevzu aslında. Her neyse, anlatı dilinden dolayı da filmin dışına (filmin sürekliliği, heyacanı (!)) çıkamadığımzdan dolayı, neredeyse 15 dakikalık bu sürede birbirlerinden haber alamayacak olduklarını kabul ettiğimiz bu insanların nasıl davranacaklarını, neler yaptıklarını seyrediyoruz. Neden? Çünkü birbirlerinden haber alamıyorlar.
İyi ama kardeşim artık cep telefonu var. Çıkar telefonu ara tanıdıklarını. Feribottaki görevliler arasın ya da. Diğer feribottaki görevlilerle ilişkiye geçilsin. Ya da çok mu zor sesini duyurmak hemen yanı başındaki feribota? Niye, zira joker öyle dedi ve biz de filmi bize sunulan çerçeve içinde seyredip beyin mekanizmalarımızı buna uydurmalıyız.

Hiç yorum yok: