Felsefe, çevre, politika, futbol, mutlaka ama mutlaka sinema. Biraz ondan, biraz bundan, canı istedikçe çıkan blog. Hayata dair ama tabii ki bana ait. Evet, isyan!

Cumartesi, Ağustos 27, 2005

Crossing the Bridge-The sound of Istanbul

“Hiç, hiç bir şey bilmiyorlar, bilmek istemiyorlar
Şu cahillere bak, dünyaya egemen onlar.
Onlardan değilsen eğer, sana kafir derler
Onlara aldırma Hayyam, yoluna devam et.”
Siya Siyabend'in "Istanbul Hatirasi" filminde gecen sarkisinin sozleri bunlar. Bizon Murat, sarkiyi soylerken Istanbul'u gosteriyor bize uzaklardan, tas ustunde tas Istanbul'u. Hic birsey bilmeyen, bilmek istemeyen, evlerindeki televizyonlari, buzdolaplari, boktan herseyleriyle dunyaya sahip olduklarini zanneden, insanca yasamanin uzagindan gecmeyen, hayatlari boyunca yarin korkusu olmadan bir tas corba icemeyecek ama kendinden olmayan herseyi tu kaka ve tabu ilan eden, herseyden, herkesten korkan kara cahilleri gostererek.
Dortluktekiler sizlerseniz yahu. Aynaya baktiginizda ne gordugunuzu saniyorsunuz; kariyer, para, kadinlar..
Yasadiginiz hayati kendinizin sectigini mi saniyorsunuz?
Hahaaa. (Simpsonlardaki su hasari cocuk efekti)

Hiç yorum yok: