Felsefe, çevre, politika, futbol, mutlaka ama mutlaka sinema. Biraz ondan, biraz bundan, canı istedikçe çıkan blog. Hayata dair ama tabii ki bana ait. Evet, isyan!

Salı, Ağustos 30, 2005

Dada

cikolata yiyiniz,
beyninizi yikayiniz,
dada dada
su iciniz.
Neden bilmem, beynime kazinmis bir dize. Sanirim Iletisim yayinlarinin eskiden cikarttigi ozel konular uzerine hazirlanmis kitapciklardan birinde, "Gercekustuculuk" adindaki kitapciktan kalmis aklima. Universiteye ilk basladigim yillarda, buyuk bir merakla okuyordum boyle seyleri. Iste bazi seyler de kalmis, gitmemis bir yere.
Bakalim dadacilar ne diyor:
Bir sanat yapiti hiçbir zaman nesnel olarak herkes için karar yoluyla güzel olamaz. Öyleyse elestiri yararsizdir, her kisi için öznel olarak ve en küçük bir genellik izi tasimaksiziýn vardir. Su sonsuz ve biçimden yoksun degisimi, insani olusturan kaos nasil düzene konmak isteniyor ki? "Yakinini sev" ilkesi bir aldatmacadir. "Kendini tani" bir ütopyadir ama daha kabul edilebilir bir seydir, çünkü kötülügü içerir. Acimak yok. Katliamdan sonra bize arinmis bir insanlik umudu kalir. DADA, toplumdan bagimsiz olma, topluma karsi güvensizlik duyma gereksiniminden dogdu. DADA soyutlamanin bayragidir. Ailenin bir yadsimasi durumuna gelmeye elverisli olan her tiksinti ürünü DADA'dir; yaratiklar arasindan güçsüzlerin dansi olan mantigin ortadan kaldirilmasi DADA'dir; her hiyararsinin ve uþaklarimiz tarafindan, degerler için kurulan her toplumsal denklemin ortadan kaldirilmasi DADA'dir; her nesne, bütün nesneler, duygular ve karanliklar, hortlaklar ve paralel çizgilerin kesin soku savasmak için araçtir; Iste bu da DADA'dir; bellegin ortadan kaldirilmasi DADA'dir; arkeolojinin ortadan kaldirilmasi DADA'dir; gelecegin ortadan kaldirilmasi DADA'dir.

Hiç yorum yok: