Felsefe, çevre, politika, futbol, mutlaka ama mutlaka sinema. Biraz ondan, biraz bundan, canı istedikçe çıkan blog. Hayata dair ama tabii ki bana ait. Evet, isyan!

Pazar, Kasım 14, 2010

dün gece Feyruz.

Şarkıya başlar Feyruz.
O ne güzelliktir öyle beyaz giysiler içinde.
Bahibak ya Libnan der demez Olympia'yı dolduran binlerden bir alkış tufanı kopar.
Yıl 1979'dur.
Durur Feyruz, şarkıyı keser.
Seyircilere bakar.
İstifini bozmadan.
Müzik de durur.
Yutkunur.
Belli belirsiz bir gülümse yayılır yüzünden.
O ne gülümsemedir öyle.
Tüm acılara değen ne güzel bir gülümsemedir. Tatmin olmuş bir kadının gülümsemesi...
Kirpikleri bir an kapanacakmış gibi olur.
Alkışlar gırla gitmektedir.
Mikrofona biraz daha yaklaşır.
Daha gür bir sesle başlar söylemeye:
Bahibak ya Libnan.
Dün gece ilk defa gördüm, dinledim.
Müziğin yüceliğini bir kere daha takdir ettim..

Hiç yorum yok: