Felsefe, çevre, politika, futbol, mutlaka ama mutlaka sinema. Biraz ondan, biraz bundan, canı istedikçe çıkan blog. Hayata dair ama tabii ki bana ait. Evet, isyan!

Pazar, Kasım 21, 2010

Ctrl Z hakkımız olsa hayatta

sorgulayıcı: farklı ilgi alanları mevzusunu düşünüyorum bir kaç zamandır.
farklı şeylerle ilgilenmek iyidir, değil mi?
yahut bir konuda uzmanlaşmak, tüm hayatını o konunun ıcığını, cıcığını mı çıkarmak, akla gelen ilk uzmanlardan olmak mı doğrusu?
rasyonalize edici: pek tabii ki insanın ilgilendiği, zevk aldığı konular olabilir bir konuda uzmanlaşırken. onları hobi olarak yaparken esaslı bir uzmanlık alanı olur. o konuda bir oturuşta birkaç sayfa döşer. ya da sürekli olarak bir konudan diğerine atlar, her konuda bilgi sahibi olur, gerektiğinde derinleşebilecek bir altyapısı olur.
sorgulayıcı: ama bu kadar farklı disiplinleri bir araya getirebilecek kapasitesi de olmalı insanın. ya getiremezse, ya tıkandıysa. atıyorum: gödel'in teoremlerini kullanarak yola çıkıp turing makinalarından geçtikten sonra sola sapıp özgür iradeye bilişimsel bir yaklaşım getirdikten sonra kavşaktan sağa dönüp kyoto protokolü'nün mekanizmaları istasyonunda inip, gilles deluze'ün zaman-imaj teoremini kanıtlayan filmlere başlayan trene atlayıp trip hopun geçirdiği evrimler durağında beynini hoşaf olarak da bulabilir insan. üstelik üniversite eğitimi diye aldıkları bu saydıklarının ucundan kenarından geçmiyorsa.
rasyonalize edici: birikim denen şey işte bunların hepsinin hakkını vermektir.
sorgulayıcı: tamam ama ya elde kalan sıfır ise: işte ontolojik bir sorun.
....
sorgulayıcı: gidemediğim, asla gidemeyeceğim uzak ülkelerden, seyredemediğim, adın sanını duymadığım güzel filmlerden, tadına bakamadığım o güzel pastalardan, yemeklerden, içeceklerden, öpemeyeceğim, okşayamayacağım, güzelliğinden haberin bile olmayacak kadınlardan, duyamayacağım güzel sözlerden, okuyamayacağım güzel kitaplardan, tartışamayacağım düşüncelerden, zeka parıltılarından yoksunum.
rasyonalize edici: insan olmak her zaman bir eksiklik demek değil midir? insan olmak ne yaparsan yap herşeyi eksik bırakmak değil midir? düşün hayatında toplam kaç film seyredebileceğini. çalışan biri isen eğer, en iyi ihtimalle haftada 3 taneden ayda 12, bilemedin 15, yılda toplam 180 film eder. yüz yıl yaşasan bile tüm hayatında 2000 film bile seyredemeyeceksin. tüm dünyayı gezdim desen, tüm kitapları okudum desen, ömrün boyunca kaç kitap okursun, kaç ülke görürsün? sayı deyince nedense aklıma geliyor, eski basketbolcu NBA’ın yıldızlarından walt chamberlein’ın 3000 kadınla yattığı söyleniyor, ki bu bir rekormuş. iyi ama eminim, chamberlein’ın her zaman aklında o karşı köşede markette çalışan bir tezgahtar kalacaktı. onunla yattıktan sonra ise sarışın avukatta gelecekti sıra.
İnsan olmak bir eksikliktir, matematiksel olarak söylemek gerekirse, belirli bir formal sistem içerisinden tanımlı aksiyomlar gibi, belirli bir ömür boyunca alacağı zevkler de, yaşanmışlığı da sınırlıdır. İnsan, eksiksiz ise, tam ise, tutarlı değildir; insan tutarlı ise (hayatını düzgün yaşıyorsa, sıradan yaşıyorsa) insan olarak tam değildir.
Al sana Gödel.

Hiç yorum yok: