Felsefe, çevre, politika, futbol, mutlaka ama mutlaka sinema. Biraz ondan, biraz bundan, canı istedikçe çıkan blog. Hayata dair ama tabii ki bana ait. Evet, isyan!

Salı, Temmuz 12, 2011

Gişe Memuru


Tolga Karaçelik'in yönettiği Gişe Memuru (2011) sağlam kurgusu ile başarılı bir ilk film olmanın hakkını veriyor. Daha önceleri TRT ekranlarında sempatik bir spiker olarak Anadolu'yu dağ taş gezen Serkan Ercan da fena değil. Gişe memuru olmanın monotonluğu (al para-ver para), sıkıcılığı (günde sadece üç arabanın geçtiği gişeler), işine yabancılaşma, filmde Kenan'ın psikolojik rahatsızlığı, iç sıkıntısı, çocuklğundan gelen depresyon ve babasının yarattığı travma ve bunun veriliş şekli, babasıyla ilişkisi ve babasının tüm hayatına müdahalesinin yarattığı patlama noktası (babasının kalp krizine müdahele etmeyecek kadar ona duyduğu tepki), başarılı replikler (10 ver 7 veriyim, biletini kesiyim, düğmeye basiyim... 20 ver 16 veriyim, biletini kesiyim, düğmeye basiyim... 50 ver 46 veriyim, biletini kesiyim, düğmeye basiyim..ben buyum baba..gişe memuruyum...) filmde tat bırakıyor.
Benim en çok sevdiğim sahne ise gişedeki televizyonda oynayan Metin Erksan'ın unutulmaz film Sevmek Zamanı'ndaki replik:

'Ben seni değil, resmini sevdim.'

Hiç yorum yok: