Felsefe, çevre, politika, futbol, mutlaka ama mutlaka sinema. Biraz ondan, biraz bundan, canı istedikçe çıkan blog. Hayata dair ama tabii ki bana ait. Evet, isyan!

Cuma, Kasım 13, 2009

alışverişte

"Tatmak ister misiniz?"

Ürün tanıtım standındaki genç kız bana doğru bakarak sormuştu. Bir eliyle sucuk parçalarını gösteriyor, diğer eliyle de tuttuğu maşayla sucukları döndürüyordu.

İsterdim aslında ama biraz önce önünüzden geçerken hapşıran ve hapşırırken elini yüzüne tutmaktan veya koluna doğru hamle yapmaktan aciz müşterinizi görünce vazgeçtim. Ama siz nereden bileceksiniz ki benim mükroplardan kaçındığımı.

"Siz de almazsanız işimiz hiç bitmeyecek."

Bu bir taktik miydi, herkese söyledikleri bir yakarış, yalvarış tarzı mıydı bilmiyorum. Bana bu yakınlığı nereden gösterdiyodu anlamamıştım. Tamam, ben de zamanında reklam dağıtmıştım ve işimin bitmesi için elimdeki reklamların tümünü en kısa sürede verilen adreslere dağıtmam gerekmişti. O yüzden yolda, sokakta elinde reklam kağıtları, birden önüme doğru uzanan kolları hiç bir zaman pas geçmez, behemal alırdım. Erotik dükkanlar, üniversite sınav setleri, kurslar. Bazılarına şöyle bir göz gezdirir, bazılarını bir gözüm bana bröşürü verende, -ayıp olmasın babında- okumadan elimde buruşturur, ilk çöp kovasına atıverirdim. Tüm bunları düşünürken gözlerim sucuk standında nasıl kaçacağımı düşünüyordum.

"Tamam, alayım o zaman, alışveriş yaparken yerim."

Elime bir kürdanla tutuşturdukları sucuk parçasına şöyle bir göz attım. Üniversite öğrencisi olduğum zamanlarda böyle imkanları kaçırmazdım. Zaten koku hodbehot beni çeker, hemen sıraya geçerdim. Sıra olurdu tabi o zamanlar. Ama ya artık insanların doymuşluğundan, ya da yükselen sağlıklı yaşama - ve dışarda bir şey yerken dikkatli davranma- trendinden artık bu tarz tanıtım olaylarına pek ilgi gösterilmediği barizdi.

Elimdeki sucuk parçasını ağzıma atar gibi yaparken oradan uzaklaştım. Bu parçadan nasıl kurtulacaktım. Bir süre dolandıktan sonra, eh etrafta çöp kutusu da yoktu atacak, yumurta reyonundan gelirken bir fikir geldi. Sucuğu onluk yumurta setinin üstüne kürdanıyla astım. Reklamın iyisi kötüsü olmaz, alın işte size sucuklu yumurta reklamı.

Elimdeki sıkıntıdan kurtulduktan sonra alışverişe geri döndüm. Bir süre sonra sucuk tanıtımı standının yakınından geçerken genç kızın önündeki yaşlı çifte söylediklerini duydum:

"Siz de almazsanız işimiz hiç bitmeyecek."

Hiç yorum yok: