Felsefe, çevre, politika, futbol, mutlaka ama mutlaka sinema. Biraz ondan, biraz bundan, canı istedikçe çıkan blog. Hayata dair ama tabii ki bana ait. Evet, isyan!

Pazar, Eylül 18, 2005

Kyoto Protokolu bizi kurtarir mi? [2]

Gercekte emisyon (salinim) ticareti sayesinde yaratilan karbon pazari gelismekte olan ulkeler icin yeni bir somuru aracindan baska bir sey degildir. Emisyon ticaretinin kurallarini belirleyenin Dunya Bankasi olmasi da bu iddiayi guclendirmektedir. Karbon havuzu projelerınin ormanlar ve dıger ekosistemler uzerındeki etkisini gözlemleyen bir sivil toplum kurlulsu olan SinksWatch,un web sitesine gore, Kyoto Protokolu, gelismis ulkelere her yil kucuk bir azgelismis ulke topragi kadar alanda Temiz Kalkinma Mekanizmasi adi altinda karbon kredisi kullanimina olanak tanimakta.(sinkswatch) Yine, internetten yayin yapan CDM Watch web sitesine gore de, yurutulmekte olan Temiz Kalkinma Mekanizmasi projelerinin yoksul ulkelerin ve yoksul halklarin yararindan cok, biraz daha zengin addedilen gelismekte olan ulkeler uzerinde yogunlastigi, surdulebilir kalkinma veya yoksullugu azaltacak projelerde degil; daha cok kimyasal tesislerden, komur madenlerinden veya toprak dolgulari projelerinden dolayi aciga cikan gazlarin azaltilmasi islerine yoneldigi iddia edilmektedir.
Yerel seviyede bu kullanimlar ise yerel halkin yerinden yurdundan olmasina, topraklarinin kullaniminin engellenmesine, yiyecek kaynaklarinin kisitlanmasina neden olacak sonuclar dogurmaktadir. Dunya Bankasi tarafindan desteklenen Plantar S.A. Reflorestamentos sirketinin projesi kapsaminda Brezilya'nin Minas Gerais eyaleti kirsal kesimindeki okaliptus plantasyonu bu mekanizmanin nasil yerel halki etkilediginin guzel bir ornegidir. Sonucta okaliptus plantasyonunu destekleyen gelismis ulke sirketleri atmosferi biraz daha kirletmek icin biraz daha hak sahibi olurken bunu doguracagi sonuclari ise dusunmek lüx kacabiliyor. Okaliptusun biyolojik cesitlilige darbe vuran tek kulturlu bir ekolojik sistemi yaratacak olmasini, okaliptusun cok su isteyen bir bitki turu oldugu icin su tablasini dusurerek halkin su kaynaklarini yoketmesini, plantasyon sirasinda kullanilan tarimsal ilaclardan dogan kirlenmeyi dusunmek karbon pazarindan gelecek dolarlari dusunmekten biraz daha siradan bir is olarak gozuktugu de ortada. Bir de bunlarin ustune halkin plantasyon alani olarak belirlenen topraklardan surulmesi de cabasi. Plantar'in “devolutas” adi verilen sahipsiz ama yasal olarak uzerindeki koylulere ait olan topraklari devletten satin alarak gasp ettigi, koyluleri yillardir uzerinde yasadiklari topraklardan surdugu, yeni ekilen okaliptus agaclarini tozdan koruma amaciyla yerel halkin kullandigi yolun yerine daha uzun baska bir yolu kullanmaya zorlandigi, plantasyon icin kullandigi iscileri de kole kosullarinda calistirdigi Brezilyali sivil toplum orgutlerini hazirladigi raporlarda mevcut. Ayni sekilde, bir Norvec sirketinin Uganda'daki projeleri icin 13 koyde toplam 8000 kisinin evlerinden surulmesi buna da baska bir ornek. Balikcilik yaparak yasiyan Brezilyali koylulerin tarimsal ilac kullanimi sonucunda kirlenen su kaynaklarinda yasayan baliklarin olmesi sonucunda acliga biraz daha mahkum olmalari da yine Dunya Bankasindaki ilgilelerin ilgisini cekmemis olmali ki plantasyon alanlarinin buyuklugunun daha arttirilarak 23400 hektara cikartilmasinda sakinca gormemekteler.
Peki, cozum nedir veya alternatifler neler olabilir? Daha sonra..

Hiç yorum yok: